- Ezanı besteleyenin Itri olduğunu,
- Aslen Türk kökenli olan Rimsky Korsakof’un (1844-1908) Türk müziği makamlarını kullandığını, 1001 Gece Masalları, Şehrazad ve Prens İgor operalarında Türk motiflerinin işlendiğini (Öztuna 224 ve 508), Prens İgor’un Peçenek (Kuman-Kıpçak) halk danslarından meydana geldiğini,
- Rum Ortodoks, Ermeni Gregoryen kiliseleri ve İbrani havralarında Türk makam ve usulleri ile bestelenmiş ilahiler okunduğunu ve bunların binlerce olduğunu (Öztuna 502)
- Ermeni halk müziği ve “aşuğ” denilen saz şairlerinin Türk halk müziğini taklit ve tekrar ettiğini (Öztuna 502)
- Cezayir ve Tunus’taki bütün makam, usul ve formların Türklerden alındığını (Öztuna 502
- Arap ülkelerinde yaygın bir tarz olan ve günümüzde Türkiye’de yaygın bir dinleyici kitlesi olan Arabesque’in Türk Sanat Müziğinin bozulmuş hali olduğunu,
- Mehterin Avrupa’da Alla Turca (Türk usulü) akımını yarattığını, bunun edebi ve siyasi kavramlara yol açtığını,
- Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasının Türk müziğinin büyük etkileri altında olduğunu,
- İtalyan bestekâr Donizetti’nin İstanbul’da epey yaşadığı, kendisine Donizetti Paşa dendiğini, bestelerinde Türk motiflerini kullandığını (A. Saydam 38),
- R.M Glier’in (1874-1956) sırf Azeri makam, usul ve nağmelerini kullanarak “Şah Senem” operasını bestelediğini,
- Bugünkü Yunan, Bulgar, Sırp, Arnavut, Libya, Tunus, Fas, Arabistan, Irak ve Suriye müziklerinde hâlâ Türk motiflerinin kullanılmakta olduğunu
- Konfüçyüs’ün “bir kimsenin erdemi yoksa müzikle nasıl ilgilenebilsin” dediğini
- Sesin havada saniyede 340 m, deniz suyunda 1490 m, katı cisim ve toprakta 4000 m ve çelikte saniyede 5000 metre hızla ilerlediğini
- Notayı ilk Sümerler, Hititler ve Mısırlıların kullandığını, günümüzdeki nota sisteminin ise Guido d’Arezzo (991-1033) adlı papaz tarafından oluşturulduğunu,
- Sol anahtarı ve beş hatlı notayı ilk defa Müslümanların kullandığını,
- İnsan kulağının saniyede 20 ila 20.000 Hertz arasındaki seslere duyarlı olduğunu, 250-4000 Hertzin en çok karşılaştığımız frekans (titreşim) olduğunu,
- Bebeklerin doğduğunda 440 Hertz şiddetinde ağladığını,
- Erkek çocukların hepsinin ergenlik dönemine kadar soprano olduğunu,
- Ergenlik döneminde erkeklerin sesinin bir oktav (8 ses), kızların ise 3-4 ses kalınlaştığını,
- Melodisiz ritmin olduğunu ama ritimsiz melodinin olamayacağını,
- Bir ses dalgasının belli bir noktadaki ses yayılma doğrultusuna 1 cm2’lik bir yüzeye 1 saniyede verdiği enerjiye ses şiddeti dendiğini, ses şiddeti birimine de desibel dendiğini,
- İnsan için güvenli ses düzeyinin 85 desibel olduğunu, 120 desibeli aşan her sesin kulak için zararlı olduğunu,
- Yaprak hışırtısının 10, fısıltının (1 m’den) 25-30, dersliğin 50-55, yoğun trafiğin 70-90, acı hissetme sınırının 120, jet motorunun 130-150, roketin 200 desibel ses çıkardığını,
- Tarihte kayıtlı ilk ninninin Sümer kralı Şulgi’nin karısının oğluna söylediği ninni olduğunu,
- Müziğin Ortaçağda Matematik, günümüzde ise Fen Bilimlerinden sayıldığını,
- Osmanlı’nın Mehterhane’yi 1826’da kaldırdığını,
- Türkiye’de çok sesli müziğin 1826’da başladığını,
- 1829’da Muzıka-yı Humayun’un ilk konserini verdiğini,
- Rodrigo’nun üç yaşından itibaren kör olduğunu,
- Rus bestecileri olarak bilinen N. Rimsky Korsakof ve Rahmaninov’un aslen Türk olduklarını,
- Dünyadaki en ünlü Türk (Azeri) bestecisinin Üzeyir Hacıbeyli (Hacıbekof) olduğunu,
- Mozart’ın Türk Marşı’nı mehter müziğinden etkilenerek bestelediğini,
- La sesinin saniyede 440 titreşim meydana getirdiğini
- Bağlamanın ses alanının 2,5 oktav olduğunu, ek perdeler ile bunun 3 oktava kadar çıkarılabildiğini,
- Bütün hayvanların sesi doğru çıkardıkları halde bütün insanların sesi doğru çıkaramadıklarını,
Artık biliyorsunuz.
Kaynak: http://www.egitisim.gen.tr/tr/index.php/arsiv/sayi-41-50/sayi-43-temmuz-2014/514-muzikte-ilginc-bilgiler
iiii yimiş süper
iiii yimiş süper