adnan-saygun

Ahmet Adnan Saygun

Dün güncel acı haberler arasında 108. Doğum gününü şükran ile andığımız Ahmet Adnan Saygun hakkında derlediğim bu yazım iki sene kadar önce “OPUS” dergisinin elime bir türlü geçmediği için nosunu tespit edemediğim bir sayısında yayınlandı… Barış için en büyük aracı gücün “SANAT” olduğu anımsamak adına paylaşıyorum  8/9/2015  O.S..

Tarihin her döneminde Batı Dünyası köklerinin kaynağı olarak gördüğü Yunan Medeniyetini övgüleyen tarih yazımlarına körü körüne bir sadakat göstermiş, böylece Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanlılar Megali idea’larında hatta Enosis fikirlerinde bile batıdan hep yanlı destek görmüşlerdir… Cevat Şakir’in (Halikarnas Balıkçısı), Yunan medeniyetinin varislerinin aslında günümüz Yunanlıları değil de, Anadolu halkı olduğunun altını kanıtlar göstererek defalarca çizmesi, duymak istemeyen kulaklarca hiç bir zaman işitilmemiştir…

Kıbrıs sorunu, resmi olarak 1954 yılında Türkiye’nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Bu tarihe kadar Türkiye, Kıbrıs adasını ele geçirmek isteyen Yunanistan karşısında Kıbrıs’ın, İngiltere’ye ait olmasından dolayı sessiz bir politika izlemeyi uygun görmüştür. Yunanistan’ın Kıbrıs konusunu 1954 yılında Birleşmiş Milletler’in gündemine getirmesi üzerine, Türkiye de, bu soruna taraf olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye dönemin siyasi, ekonomik koşullarının zorlaması ve İngiltere’nin de baskıları sonucunda, 1957 yılından itibaren, Kıbrıs adasının paylaşılmasına razı olmuş, yani “taksim” tezini benimsemiştir. Ancak bu politika da, Yunanistan’ın uzlaşmaz tutumu yüzünden, gerçekleştirilememiştir.

Resmi kayıtlara göre 1958’de Türk Hükümeti’nin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun Yunanlı karşıtı Averof’u mağlup etmesi sonucu Yunanlılar Kıbrıs’ta eşit şartlarda bir ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı oldular. Bunun sonucu, 1959’da Zürich ve Londra Antlaşmaları imzalanmış ve İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kuruldu.

Şimdi 1958’deki bu Türkiye’nin uluslararası camiada Yunanistan karşısında ilk defa haklı sesini duyuruş öyküsünü bir de  Adnan Saygun’un anılarından dinleyelim:

Yunus Emre Oratoryosu Birleşmiş Milletler’de

“1958’de Rockefeller Vakfı’nın davetlisi olarak yine Amerika’dayım. Gidiş sebebim şu: Amerika’daki Elisabeth Sprague Coolidge Vakfı, Washington’daki Library of Congress’de yani ABD Senatosu Kitaplığı’nda faaliyet gösteriyor. Dünya kompozitörlerinin orijinal yazmalarını topluyorlar. Bana da oda musikisi için bir eser sipariş ettiler. Yaylı sazlar için İkinci Kuartet’imi yazıp gönderdim. Şartları da şöyle: Eserinizi el yazınızla ve müsveddelerinizle birlikte gönderiyorsunuz. İlk icra hakkı onların oluyor. Ve ilk icra Kongre Kütüphanesi salonunda yapılıyor.

Amerikan Kongre Kütüphanesi 25-30 milyon kitaplık muazzam bir yer. Binada, Elizabelh Coolidge Vakfı özel bölümünde Beethoven, Bach’tan itibaren pek çok büyük kompozitörün el yazılarını ciltlemiş. Kütüphanede özel bölümde korunuyor. Çağdaş kompozitörlerden de eserleri isteniyor. Benimkini de ciltleyip koydukları bölümü ziyarete gittim. New York’a gelmişken Stokowski’yi de görmek istedim tabii. O sıralar Birleşmiş Milletler Daimi Delegemiz Seyfullah Esin. Kıbrıs davası günleri. Birleşmiş Milletler Konsey Başkanı Charles M. Malik, Seyfullah Bey’le görüşürken. ‘25 Kasım, Birleşmiş Milletler’in yıldönümü, bir konser tertiplemeyi düşünüyorum’ demiş. Seyfullah Bey de benim Amerika’da bulunuşumu fırsat bilerek ‘Yunus Emre Oratoryosu icra olunabilir’ cevabını vermiş. Malik ‘Çok iyi olur’ mukabelesinde bulunmuş. Bana bahsetti. Ben de eseri daha önce Stokowski’nin çalmak istediğini söyledim. ‘Git görüş, bize kaça mal olacağını da öğren’ dedi. Stokowski çok iyi karşıladı. ‘Toscanini’nin orkestrası onun ölümünden sonra şefsiz kaldı, onu alabiliriz’ dedi Hemen telefonlara sarılarak koroyu da temin etti. ‘Bu konseri yapacağız’ diye memnuniyetini izah ediyor. Notaları aldı. Solistleri sen seç, diyerek bana kendi tanıdığı sanatçıları gönderdi, seçimi yaptım. Çalışmalar hızla sürüyor. Fakat Seyfullah Esin endişeli. Acaba Stokowski kaşe olarak ne isteyecek? Çünkü onun bir konseri yönetmek için aldığı meblağlar çok yüksek… Ve tabii diğer masraflar… Nihayet üstada bu bahsi açıyorum. Kırılmış bir ses tonuyla, cevap veriyor: “Ben bu eseri 1950’den beri yönetmek istiyordum!”

Biraz da o günlerin atmosferini hatılayın. Birleşmiş Milletler’de Kıbrıs konusu konuşulmakta. Yunanlılar aleyhimize konuşmalar yapıyorlar. Bizim barbarlığımızdan medeniyete hiçbir katkımız olmadığından, söz ediyorlar. Fatin Rüştü, Selim Sarper oradan oraya koşuşup duruyorlar. O sıralar Yunan Kraliçesi, Başkan Eisonhower’ın davetlisi olarak Washington’da ağırlanıyor. İşte böyle bir ortamda, 25 Kasım 1958’de Birleşmiş Milletler Salonu’nda konser verildi. Çok başarılı bir icra oldu. Konser sonrası alt kata yemeğe inildi. Şeref masasında Malik, Genel Sekreter Dag Hammarskjöld, Fatin Rüştü, Seyfullah Esin, Stokowski, Selim Sarper, ben ve eşim mutlu bir akşam yaşıyoruz. Yemekte Stokowski, Fatin Rüştü’ye döndü: ‘Ekselans, ben bu eseri yazıldığı memlekette de icra etmek isterim’ dedi. Fatin Bey ‘Hay hay! Sizin bu arzunuzu yerine getirmek bizim için şereftir’ cevabını verdi.

[xt_go_advt_1]

Ertesi gün Seyfullah Esin: ‘Bize öyle büyük bir hizmet ettin ki Adnan’ diye beni coşkuyla karşıladı makamında. ‘Ne oldu’ diye sordum. Anlattı. Birleşmiş Milletler’in havası bizim tamamıyla aleyhimizde iken, konserden sonra birdenbire Türklere büyük bir sempati doğmuş. Bazı delegeler Yunus’tan melodiler mırıldanarak Seyfullah Esin’i tebrik ediyormuş. Son alınan karar da tahminlerin hilafına lehimize olmuş. Hariciye’ye yolladığı raporu gösterdi.”

A. Adnan Saygun

Adnan Saygun’un doğumunun 70. yılında Ankara Devlet Konservatuarda düzenlenen kutlama töreninde de davetliler arasında bulunan, Birleşmiş Milletler nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği’nde Ortaelçilik Başkatipliği, Büyükelçilik Başkatipliği ve Ortaelçilik Müsteşarlığı yapmış olan ve 1959-1960 tarihleri arasında da Zürich ve Londra Anlaşmaları çerçevesinde kurulacak Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili Antlaşmaları hazırlamakta görev yapmış olan eski dışişleri bakanı ve emekli büyükelçi Haluk Bayülken (1922-2007) de bu anıları onaylayarak şöyle söylüyor:

”Biz Kıbrıs mücadelemizi Adnan Saygun’un Yunus Emre Orotoryosu sayesinde kazandık. O güne değin Birleşmiş Milletler binasının koridorlarda bütün yabancı ülke delegasyonları bize sırtını dönerken, konserin ertesi gün müthiş bir değişim yaşadık, bütün yabancı delegeler güler yüzle bizi tebrik edip, saygıyla yol açmaya başladılar…”

Haluk Bayülken

…Peki Stokowski gelebildi mi Türkiye’ye? tekrar Adnan Saygun’dan dinleyelim:

Stokowski, oratoryoyu Ayasofya’da seslendirecekti

 

“Stokowski, Türkiye’ye gelecek. Fatin Rüştü Zorlu ‘Bizim için şeref olur’ demişti. Bir telaştır gidiyor. Yol parasını kim ödeyecek? Hangi otelde ağırlanacak? Acaba konserleri için kaç para ister? Stokowski: ‘Ben kimseden para filan istemedim. Lütfen bu bahsi kapatınız. Sadece beni bir Türk evinde ağırlarlarsa, çok memnun olurum. Ben kendi masraflarımı yüklenirim. Eserinizi Ayasofya’da icra etmek isterim, böylece dinler arası bir uzlaşma zemini yaratacağıma inanıyorum. Bir de Yunus Emre’nin Türkçe sözlerle plağını yapmak isterim. Bunun teknik imkanını da sağlarım. Deutsche Gramaphon’u bunun için Türkiye’ye getirebilirim. Başka bir isteğim yok,’ diyor.

Tam o günlerde Ankara’dan Güzel Sanatlar Umum Müdürü imzasıyla bir mektup aldım. Stokowski’nin verdiği tarihler (mayıs-haziran veya eylül-ekim) maalesef uygun değilmiş…, koromuz ve solistlerimiz o tarihlerde meşgulmüş. Dolayısıyla bu ziyaretin gerçekleşmesi mümkün olamayacakmış….“

A. Adnan Saygun

Oğuz Sağdıç© – 28 Ocak 2013

Sensin kerim, Sensin rahim, Allah sana sundum elim
Senden artuk yoktur emim, Allah sana sundum elim.
Ecel geldi vade erdi bu ömrüm kadehi doldu
Kimdir ki içmedin kaldı Allah sana sundum elim.

Yunus Emre

Şef: Hikmet Şimşek
Müfide Özgüç (Soprano), Cemaliye Kıyıcı (Alto)
Pekin Kırgız (Tenor), Bülent Ateşoğlu (Bass)
Ankara Devlet Opera ve Bale Orkestrası
Ankara Devlet Opera Korosu

Adnan Saygun – Yunus Emre Oratoryosu – 13. Koral Bölüm (Koro ve Orkestra)

Birleşmiş Milletler icrası

Şef: Leopold Stokowski
Janice Harsanzi (Soprano), Carol Wolf (Alto), James Wainner (Tenor), Scott Gibson (Bass)
The Crane Chorus Of The State University Potsdam, New York

(İngilizce librettoyu bulabilmek ne güzel olurdu… O.S..)

Adnan Saygun
Adnan Saygun

 

Oğuz Sağdıç© – 28 Ocak 2013

Translate »