25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde dünyaya geldi. 21 Mart 1973’te yine Sivrialan’da yaşamını yitirdi.
Çocukken çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, daha sonra bir kaza sonucu diğer gözünü kaybetti.
Saz çalmayı öğrendi. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Emrah, Dadaloğlu gibi halk ozanlarından etkilenerek türkü yorumu ve sazda ustalaştı.
İki kez evlendi. 7 çocuğu oldu. Anadolu’yu kent kent dolaşıp şiirlerini sazıyla seslendirdi. Köy Enstitüleri’nde saz ve halk türküleri dersleri verdi. Ölüm nedeni akciğer kanseri. En güzel şiirlerinden bazılarını ölümünden hemen önce yazdı. Şimdi Şarkışla’da her yıl adına bir şenlik yapılır.
Şair ve Yazar Ahmet Kutsi Tecer’in ilgisi ve gayretleri ile tüm Türkiye’ye tanıtıldı.
Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Tekniği gösterişsiz ve nerdeyse kusursuzdur. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de var.
Şiirleri,
- Deyişler (1944),
- Sazımdan Sesler (1950),
- Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimi kitaplarında toplandı.
- Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı.
Âşıl Veysel İle Sohbet – 1964 (Kendi sesinden hayat hikâyesi)
[xt_go_advt_1]DOSTLAR BENİ HATIRLASIN Ben giderim adım kalır Can bedenden ayrılacak Açar solar türlü çiçek Gün ikindi akşam olur SEN BİR CEYLAN OLSAN Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı Kurulma sevdiğim güzelim deyin Koyun olsan otlatırdım yaylada Veysel der ismini koymam dilimden UZUN İNCE BİR YOLDAYIM Uzun ince bir yoldayım Dünyaya geldiğim anda Uykuda dahi yürüyorum Kırkdokuz yıl bu yollarda Şaşar Veysel işbu hale BENİM SADIK YÂRİM KARA TOPRAKTIR Dost dost diye nicesine sarıldım Nice güzellere bağlandım kaldım Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Ademden bu deme neslim getirdi Karnın yardım kazmayınan belinen İşkence yaptıkça bana gülerdi Havaya bakarsam hava alırım Dileğin var ise Allah’tan Hakikat ararsan açık bir nokta Bütün kusurlarım toprak gizliyor Herkim olursa bu sırra mazhar BU ALEMİ GÖREN SENSİN Bu alemi gören sensin Kainatı sen yarattın Evli misin ergen misin Kilisede despot keşiş Kimden korktun da gizlendin Binbir ismin bir cismin var Türlü türlü dillerin var Ademi sürdün bakmadın Veysel neden aklın ermez ANAMA Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Anaların hakki kolay ödenmez Doğurdu beni Sivas ilinde Ben yürürdüm anam bakar gülerdi Çocuğudum anam bana ders verdi Tükenmez borcum var anama benim Veysel der kopar mi analar bağı | ALA GÖZLÜ BENLİ DİLBER Ala gözlü benli dilber Ne pervam var ne de perdem Aşığa zülfükar isen Gönülleri bir edelim Bir gün için feryadı zar Kafi derdim bir derd katma Veysel’i yabana atma YUMMA GÖZÜN KÖR GİBİ Kambur felek sanki beni kayırdı Kimine at vermiş eştirir gezer Bir kısmına yayla vermiş köy vermiş Birinin aklı yok deli divane Kimine saz vermiş çalar eğlenir BEN GİDERİM SAZIM SEN KAL DÜNYADA Ben giderim sazım sen kal dünyada Gizli dertlerimi sana anlattım Bahçede dut iken bilmezdin sazı Benim her derdime ortak sen oldun Ay geçer yıl geçer uzarsa ara Sen petek misali Veysel de arı GÜZELLİĞİN ON PAR’ETMEZ Güzelliğin on par’etmez Tabirin sığmaz kaleme Kim okurdu kim yazardı Güzel yüzün görülmezdi Senden aldım bu feryadı GÖNÜL SANA NASİHATIM Gönül sana nasihatim Ne gezersin Şam’ı Şark’ı Yorulursun gitme yaya Ben kocadım sen genceldin Bazı zengin bazı züğürt Veysel gönülden ayrılmaz HAYALİ KARŞIMA GELDİ BU GECE Bilmem hayal miydi yoksa düş müydü Bilemedim gece ile gündüzü Mah yüzüne bakma ile doyulmaz Durmaz yanar gerçeklerin çırağı KARA KAŞ ALTINDA ELA GÖZ OLSAM Her sabah her sabah suya giderken Uğrunu uğrunu giderken yola Veysel ördek olsun sen de göl yârim ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA Anlatamam derdimi dertsiz insana Gülü yetiştirir dikenli çalı Ah çeker aşıklar ağlar zarınan Veysel günler geçti yaş altmış oldu |
Kaynak: http://www.turkedebiyati.org/sairler/asikveysel.html