Hastalığın tarifini ya da neden oluştuğu hakkında bilgi yazmayacağım. Bu tıp biliminin işi. İlgimi çeken şey, DS’lu (Down Sendromlu) çocuklarımızın neler yapabildiği ve bu yapabildikleri arasında müziğin olup olmadığı.
Doktorların DS’lu çocukların neler öğrenebildiği hakkında şöyle bir fikir birliği içerisindeler;
“Down sendromlu çocuklar doğduğu andan itibaren eğitimle çok yüksek seviyelerde çalışmalara ulaşabiliyorlar, çok rahat okuma yazma öğrenebiliyorlar, kaynaştırma eğitimi alabiliyorlar, işlere girip çalışabiliyorlar ve toplumun üretken bir bireyi haline gelebiliyorlar. Doğduğu andan itibaren eğitime başlaması gerektiğini söylüyorum, en geç iki aylıkken eğitime başlanmalı. Şimdi diyeceksiniz ki iki aylık bebeğe ne eğitim verilir iki aylık bebeğin de, başını tutması gözleriyle obje takip etmesi, algılarının açılması gibi o seviyelerden başlayıp çocuğun melekeleri geliştikçe, kapasitesi geliştikçe yaşına uygun olarak değişen farklı eğitim programları var.”
Down Sendromlu çocukların özellikle matematiksel kavramları öğrenmelerinin zor ama sosyal becerilerinin inanılmaz derecede önde olduğu biliniyor. Çevreye uyum sağlayan, insanlara karşı güler yüzlü ve sevecen olan DS’lar, insanlar tarafından seviliyor ama yeterince ilgi görmüyorlar. Taklit yetenekleri o kadar gelişmiş oluyor ki, özellikle müzik alanında çalışmalar yapıldığında basit müzik aletleri (özellikle orff çalgıları) ile onlara müzik yaptırmak gerçekten çok kolay. Bu eğitim genellikle 4 yaşından itibaren verilmesi gerektiğini söylüyor uzmanlar.
Bize düşen görev sanıyorum çevremizde bu tip sorun yaşayan DS’lu çocuklara müzik eğitimini gerektiği kadar verip sosyal yönlerini ortaya çıkartmak ve birey olmalarını sağlamaktır.
Bir Örnek;