20130809-022200.jpg

Müzik Yazıları

IX. ULUSAL MÜZİK EĞİTİMİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGELERİ

Kategori: Müzik Yazıları
Yayınlanma: Pazar, 17 Şubat 2013 20:29
Gösterim: 637

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi tarafından 15-17 Aralık 2010 tarihleri arasında düzenlenen “Türkiye‘de Bugünden Yarına Müzik Eğitimi” temalı IX. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu’nun kapanış oturumu MÜZED Genel Başkanı Sn. Refik SAYDAM yönetiminde gerçekleştirilmiştir. Kapanış oturumunda IX. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu’na ilişkin Prof. Dr. Ali UÇAN ve Prof. Filiz KAMACIOĞLU’nun sonuç bildirgeleri sunulmuştur.

IX. ULUSAL MÜZİK EĞİTİMİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ I
Prof. Dr. Ali UÇAN
Marmara Üniversitesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakültesi (AEF) Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde “Bugünden Yarına Müzik Eğitimi” konulu 9. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu geniş bir katılım, yoğun bir çalışma ve büyük bir başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Sempozyum Türkiye‘de müzik eğitiminin bütün aşamalarında öncelikle günümüzdeki durumu ve yaşanan sorunları ortaya koyup paylaşarak geleceğe dönük etkili çözümler üretmeyi ve böylece bugünden yarına ülkemiz müzik eğitiminin niteliğini geliştirmeye katkı sağlamayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda Örgün Genel Müzik Eğitimi, Yaygın Müzik Eğitimi ve Mesleki Müzik Eğitimi alanlarında Kurumsal Yapılar ve Sistem İçindeki Yerleri, Öğretmen Eğitimi, Eğitim Programları, Öğretme-Öğrenme Süreçleri (Bu Süreçlerde İzlenen Yeni Yaklaşımlar, Uygulanan Öğretim Yöntemleri, Kullanılan Ölçme ve Değerlendirme Teknikleri) ve müzik eğitimi ile ilgili çeşitli konuları ele alan Disiplinler Arası Çalışmalar sempozyumun kapsamını oluşturmuştur. Bunların yanı sıra alanla ilgili bunlardan farklı çalışmaların sunulmasına da olanak sağlanmıştır.
Bu bağlamda sempozyumda Müzik Eğitimi, Ses Eğitimi, Koro Eğimi, Çalgı Eğitimi, Gitar Eğitimi; Müzik Öğretmeni Yetiştirme, Müzik Öğretmenliği Programı, Müzik Öğretim Yöntemleri, Müzik Öğretmenliğine Psikolojik Yaklaşım, Müzik Öğretmeni Adaylarının Yeterlilikleri-Tutumları ve Özyeterlik Algıları, Müzik ve Psikoloji, Müzik ve Sosyoloji, Müzik ve Teknoloji, Müzik Literatürü, Eğitim Müziği, Okul Öncesi Müzik Eğitimi, İlköğretim Müzik Eğitimi, İlköğretim Müzik Dersi Öğretim Programı, Özel Eğitim ve Müzik, Türk Müziği, Türk Müzik Eğitimine Tarihsel Bakış konularında açılış konferansı ve değerlendirme oturumuyla birlikte toplam 29 oturumda 104 bildiri sunulup tartışılmıştır. Bu sunum ve tartışmalar sonunda aşağıdaki saptama ve öneriler öne çıkmıştır.
(1) Müzik eğitimi hakkı temel insan haklarından biridir. Bu nedenle genel müzik eğitimi ön, ilk ve orta öğretim okullarında tüm öğrenciler için gerekli ve zorunludur. Bunun yerine getirilebilmesi için söz konusu okulların tümünde tüm sınıflarda Müzik dersi haftada en az 2 saat olmalıdır.
(2) Müzik öğretmenlerinin eğitim ve okul kademelerinin özelliklerine uygun programlarla yeterli nitelik ve nicelikte yetiştirilmesi gereklidir. Bunun için önokul (anaokulu) müzik eğitimciliği (öğretmeliği), ilköğretim okulu müzik öğretmenliği, ortaöğretim okulları müzik öğretmenliği ve güzel sanatlar liselerine müzik alanında dal öğretmenlikleri lisans programları hazırlanıp uygulanmalıdır.
(3) Müzik Eğitimi Anabilim/Anasanat Dallarının yeniden Bölüm hâline getirilmesi; önokul, ilköğretim okulu ve ortaöğretim okulları ile güzel sanatlar liselerinin gereksindiği nitelik ve nicelikte müzik öğretmenleri yetiştirmek üzere yeniden yapılandırılması; bu yapı içerisinde müzik eğitimciliği ile ilgili çeşitli anabilim/anasanat dalları lisans programlarının hazırlanıp uygulanması gerekmektedir.
(4) Türkiye‘mizin gerçek müzik öğretmeni gereksinimi resmen belirtilenlerin çok üstündedir. Bu nedenle müzik öğretmenliği lisans programlarını başarıyla bitirmiş tüm müzik öğretmenleri bir an önce okullarda kendilerini bekleyen görevlere atanmalıdır; erken emekli olanlar göreve çağrılmalıdır; yurt genelinde yeni bir düzenlemeyle tüm okullarımız en az bir müzik öğretmenine kavuşturulmalıdır.
(5) Türkiye‘mizin dünden bugüne bin bir çaba ve emekle oluşturup geliştirdiği, ancak bugün çeşitli nedenlerle yeterince kullanamayıp yararlanamadığı ve bu hâliyle koruma veya bugünden yarına aktarma durumunda olduğu köklü, güçlü ve zengin bir müzik eğitimi donanımı, birikimi ve deneyimi vardır. Bu donanım, birikim ve deneyim yeniden gözden geçirilmeli ve çok iyi değerlendirilmelidir.
(6) Türkiye‘mizin müzik eğitimi durumunu, sorunlarını ve çözümlerini görüşmek üzere Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Anabilim Dalları Başkanları ile Akademik Kurullarınca seçilmiş Öğretim Üyelerinin uygun bir zamanda toplanarak yeniden düzenli ortak çalışmalar yapmaları sağlanmalıdır.

IX. ULUSAL MÜZİK EĞİTİMİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ II
Prof. Filiz KAMACIOĞLU
Üç gün süren sempozyumda, müzik hayatımız geniş ve yoğun bir biçimde ele alındı. Yapılan çalışmalar farklı konu başlıkları altında sunuldu, sonuçlar tartışıldı.
Müzik eğitimindeki yeni eğilimler anlatıldı. Sunulan yeni öğrenme modellerinde, disiplinler arası yaklaşımla ritim ve hareket birlikteliğinden ortaya çıkan, kendi deyimimle İNSAN’ın DOĞA’ya dönüşü görülmektedi Ben burada ülkemizde müzik eğitiminde yeni bir yapılanmanın gerektiği görüĢüyle tespit ve önerilerimi aktarmak istiyorum.
MÜZİK ÖĞRETMENİ YETİŞTİREN LİSANS PROGRAMLARINI İNCELEDİĞİMİZDE;
Ana okulu öğretmenlerinin müzik eğitiminde yetkin oldukları kabul edildiğinden, öğretmen adaylarının bu yetkinliği nasıl kazandıklarına bakalım. Bu programdaki müzikle ilgili dersleri incelersek; V. yarıyılda Müzik Eğitimi I ve VI. yarıyılda Müzik Eğitimi II, olmak üzere bir yıl ders almaktalar. Üniversite sınavı ile bölümlerine giren öğretmen adaylarının yetenekleri sınanmamaktadır. Dolayısıyla bu programla bir yılda ancak müzik konusunda fikir sahibi olabilir ve birkaç şarkı repertuarı edinebilirler.
Halbuki ciddi müzik eğitiminin başlangıç yaşı 3’tür. Bu dönemde çocuk ciddi müzik eğitimi ile dinlemeyi, uygulamayı, organlarını çalıştırmayı öğrenir, algılaması ve zekâ düzeyi yükselir. Bu konuda dünyaca ünlü metotlar kullanılmaktadır. Bizde de kullanılmalıdır. (Kodaly, Orff, Dalcrose vs.metotları) . Yedi yaş, müzikeğitimine başlamak için çok geç olmaktadır.
Sınıf öğretmenliği lisans programına bakarsak; ilköğretimin ilk üç yılında sanatla ilgili derslere sınıf öğretmenleri girmektedir. Dolayısıyla bu konuda yetkin sayılmaktadırlar . Öğretmen adaylarının yeterlik kazandıkları programda müzikle ilgili derslere bakacak olursak: İkinci sınıfta III. yarıyılda Müzik ; IV. yarıyılda Müzik Öğretimi, olarak sınırlanmıştır. Yetenekleri bilinmeyen bu öğretmen adaylarının müzik öğretimleri de yüzeysel olacaktır.
Eğitim Fakülteleri programlarında Güzel Sanatlar Eğitimi bölümleri Resim İş Öğretmenliği ve Müzik Öğretmenliği olmak üzere iki ana daldan oluşmuştur. Eğitim fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Ana Bilim Dalını bitirenler ilköğretim 6-7-8. sınıf öğretmenliği formasyonu almaktalar.
Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı Müzik Eğitimi programları çağdaş eğitim sistemlerine göre hazırlanmıştır. Ders kazanımları üst düzeyde tutulmuştur. Öğretmenlik programlarında ise bu kazanımlara temel teşkil edecek dersler kısa süreli ve yüzeysel bir şekilde ele alınmıştır. Uygulamanın başarısı sorgulanmamaktadır.
Program kazanımlarına ulaşabilmek için sunduğumuz öneriler şunlardır:
Güzel Sanatlar Eğitimi başlığı altında ele alınan eğitimi Görsel Sanatlar( resim, heykel, mimari, grafik sanatlar, vb ); Müzik ve Sahne sanatları ( tiyatro, bale, opera, ) ve yazın olarak ayırmak gerekmektedir. Genel olarak sanat eğitimi, özellikle de müzik eğitimi bilimsel ve sanatsal alanları olan köklü ve uzun eğitim gerektiren ciddi eğitimi olan alanlardır. Önemi kavranmalı ve eğitiminde yapısal değişimler sağlanmalıdır.
Ders saati ve sınıf dersi sistemi ile özlenen sonuca ulaşılamaz. Her konuda olduğu gibi burada da kâğıt üzerinde çağdaş ve ideal programlar yapılmakta fakat uygulamanın nasıl olacağı ve şartların ne şekilde değişmesi gerektiği üzerinde durulmamaktadır. Ders saati sistemi yerine yarım gün sanat ve iş eğitimi, yarım gün teorik dersler uygulanarak özlenen sonuca ulaşılabilir.
Öğretmen yetiştirmeye gelince;
Müzik dersi şarkı söyleyerek geçiştirilen eğlence dersi gibi algılanmaktan kurtulmalıdır. Müzik eğitimi, algılamayı, zekâyı geliştiren, somut düşünmeyi sağlayan çok önemli bir eğitim alanıdır. Ciddi ve uzun süreli eğitim gerektirmektedir.
Müzik eğitimi artık genişlemelidir. Özellikle okul öncesi ve ilköğretimin ilk 3 yılı eğitim açısından en önemli yıllardır. Kesinlikle bu yıllar yüzeysel yapılan birkaç etkinlikle geçmemelidir. Dağarcık çalışmaları arttırılmalı, programı uygulayabilecek şekilde öğretmeni yetiştirilmelidir. Çağdaş metotlar, korolar bu konuda çok önemlidir.
İlköğretim 6,7,8. sınıf müzik dersi için öğretmen, eğitim fakülteleri güzel sanatlar eğitimi bölümleri müzik anabilim dallarından yetişmektedir. Eğitim fakültelerinin Güzel Sanatlar Eğitimi bölümleri ayrılmalıdır. Resimle müziğin metodoloji açısından çok farklılıkları vardır. Aynı bölüm içinde olması birçok sorunu beraberinde getirmektedir.
Orta öğretim 9,10,11.ci sınıflar için ve enstrüman öğretmenliği için Güzel Sanatlar Fakülteleri ve konservatuarlar düşünülüyorsa şöyle bir çıkmaz vardır: Ülkemizde Güzel Sanatlar fakülteleri müzik
bölümleri oldukça çoğalmış, çoğaldığı kadar da programları çeşitlenmiştir. Bu okullar sadece müzik
teknolojisi ile ilgili ara eleman yetiştirmelidirler. Konservatuarlar enstrüman öğretmeni yetiştireceklerse öğretim metotları ve enstrüman pedagojisi konusunda eğitilmelidirler.
Son olarak kesinlikle Müzik Eğitimi genişlemeli, eğitimi branşlara ayrılmalı, öğretmenliği, performans bölümleri, müzikoloji, müzik mühendisliği, şeflik, kompozisyon vs bölümleri aynı çatı altında toplanarak Müzik Fakültesi, Müzik Üniversitesi haline gelmelidir.

Translate »