tumblr_nu985oxPdn1qa53wno1_1280

Müzik Terimleri Sözlüğü

A CAPELLA: Çalgı eşliği olmayan koro.

ACCELERANDO: Hızlanarak.

ADAGİO: Yavaş tempo.
ADAGIETTO : (1) “adagio” tempoda kısa parça. (2) “adagio”dan az daha hızlı tempo
AFFETTUOSO: Taşkın bir duyguyla.

AGİLE: Çabuk, çevik.
AGİTATO: Hızlı, sarsıntılı, heyecanlı.
AKOR: Aynı anda tınlamak üzere “dikey” olarak yazılmış ikiden fazla ses. Aynı terim, çalgıların, ses yüksekliklerinin birbiriyle uyuşması amacıyla (La=440) titreşimini tutacak şekilde düzenlenmesi için kullanılır.
AKORDİYON: hava etkisiyle ses veren, körüklü ve klavyeli çalgı. Çoğunlukla dans orkestralarında kullanılır.
AKUSTİK: Sesle, sesin doğumu özellikleri, ulaşımı ve alımı ile uğraşan fizik bilimi kolu.
ALLA MARCİA: Marş temposunda, marş gibi.
ALLA TURCA: Türk müziği benzerinde.
ALLEGRETTO : “Allegro”dan daha yavaş tempo.
ALLEGRO : Önceleri yalnız “mutlu” ve “sevinçli” anlamlarına gelirdi. Günümüzde hızlı tempoyu anlatmak için kullanılır.

ALLEMANDE: Almanya’da doğan, 1550 yıllarında Fransa’ya geçen, ağırca tempoda tören dansı. Bu dansın karakteri 18. yüzyılda sanat müziğinde süitin bölümlerinden biri olmuş, başlangıçtaki özellikleriyle bağlılığı azalmıştır.
ALTO: Kadın ve çocuk seslerinin en pes olanı. Terim aynı alandaki erkek sesleri içinde kullanıldığı gibi, Fransızcada “viyola” karşılığı olarak ta kullanılır. Alto anahtarı portenin üçüncü çizgisine konan “do” anahtarıdır.
AMABİLE : Sevimli, okşayıcı.

ANDANTE : “Yörük” anlamına gelir. Orta yavaşlıkta tempo.
ANDANTİNO : “andante”den daha hızlı.
ANİMATO: Canlı.
APASSIONATA: Tutkulu bir duyguyla.
ARİETTA: Kısa ve küçük arya.
ARMONİ: Akorların kuruluşu, türleri, çevrilmesi, bağlanması, yürüyüşü ve melodi ilintileriyle uğraşan bilgi kolu.
ARPEGGİONE: Gitar ve viyolonsel arasında, yaylı ve telli bir çalgı. 1823 yılında Viyana’da G. Staufer yapmıştır. Schubert bu çalgı için aynı adla bilinen sonatını yazmıştır.
ARPEJ: İtalyanca “arpeggiare” kelimesinden, arp çalmak anlamına. Süslemelerin notalanışında, bir akorun yanıbaşına konan dikey ve kıvrımlı çizgi, akor seslerinin birlikte değil de, birbiri arkasından çalınması gerekeceğini gösterir.
ARYA: Bir tür şarkı. İnsan sesi için beste. Operalarda genellikle başvurulan biçim. “Aria da capo” birinci bölümü ikinciden sonra yeniden söylemek arya biçimi. “Aria concertante – konser aryası”, “Aria d’abilit – şarkıcının teknik gösterisine uygun arya”, “Aria di chiesa – kilise aryası”.
ASSAİ: Çok. (allegro assai: Çok hızlı. Largo assai: Çok yavaş gibi).
A TEMPO: İcrada tempo değişmesinden sonra, yeniden önceki tempoya dönüş.
A TONALİTE: Tonalite dışı. Majör, minör, ya da başka modal dizilerle ilgisizliği anlatan terim. Bu türlü müziğin başlıca siması sonradan tonalite dışı yazıyı kurallaştıran, Avusturyalı besteci Arnold Schönberg’dir.

B
BALALAYKA: Rus halkının ulusal çalgılarından. Üçgen biçimli, uzun boyunlu ve üç telli.
BALLAD : 12. yy.da Güney İtalya halkının söylediği kısa dans şarkısı. Daha sonra, ballad, dans ile bağlılığını kaybetmiş, romantik yüzyılda Chopin, Liszt, Brahms gibi besteciler piyano için ballad’lar yazmışlardır. Bugün bu terim özellikle halk müziğinde, aşk şarkıları için kullanılır.
BAGATELLE: Kelime anlamı “boş, önemsiz”. Hafif, kısa piyano parçası anlamına gelir. Başka çalgılar içinde “bagatelle” yazmış besteciler vardır.
BANÇO: Çoğunlukla Amerikan gezginci halk şarkıcılarının kullandığı beş, ya da daha çok telli çalgı. İlk caz orkestralarında gitar yerine kullanılırdı.
BANDO: Nefes ve vurmalı çalgılardan kurulan, çoğunlukla törenlerde kullanılan çalgı topluluğu. Bandolar, genel olarak askeri marş çalarlar. Bugün ya bu türlü topluluklar için doğrudan doğruya yazılmış, ya da düzenlenmiş, senfonik müzik çalan bandolar vardır.
BARCAROLLE: Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.
BARİTON: Orta kalınlıkta erkek sesi.
BAROK: Müzik alanında Barok çağı 1550 yıllarında başlamış, 1600’den sonra yayılmış, çağın öbür sanatlarındaki renk ve süsleme gösterişi, İtalyan madrigalinin kromatik armonisinde, Venedikli bestecilerin birden çok koro için yazdıkları yapıtlarda belirmiştir. Barok eğilimlerine uygun müzik yazmış besteciler arasında Gabrieli’ler, Schütz, Buxtehude, bir sınıra kadar Bach, Haendel, Rameau ve Lully gösterilebilir.
BAS, BASSO: En kalın erkek sesi.
BASSO CONTİNUO: Sürekli bas. 16. yy. sonlarında klavsenci veya orgcuların çok ses müziğine eşlik etmelerini kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş kural.
BEL CANTO: Güzel şarkı, güzel söyleyiş anlamına gelir. İtalyan operasının ses gösterisine ve hançere cambazlığına dayanan söyleme üslubu.
BEMOL: Bir notayı yarım aralık peşleştiren işaret.
BERCEUSE: Ninni.
BİS: Konserde halkın icracıdan ek parça çalmasını istemek için kullandığı kelime. Yerine “ encore” kelimesi de kullanılır “yine” anlamına gelir. Notada “bis” yazısı, bir bölümün bir kere daha çalınacağını gösterir.
BOLERO: Bir çeşit İspanyol dansı. Üç vuruşludur, kastanyet eşliğinde oynanır. Bu dansa sanat müziğinde de rastlanmaktadır. En ünlü Bolero, Ravel’in yazdığı aynı adlı orkestra yapıtıdır.
BOURREE: Fransa’nın Auvergne bölgesinden doğma şen bir dans. Dört zamanlıdır. Barok süitlerinde kullanılmıştır.
BUFFO: Güldürücü. Operalarda güldürücü rollere çıkan şarkıcı.
BURLESCA: Güldürücü, alaycı karakterli bestelere verilen ad. Bach’ın “la minör” klavsen partitasında bu adın ilk kullanılışından birine rastlanılır.

C

CADENZA : (kadans)(Fran: Cadence. Alm: Kadenz) Latince “düşmek” anlamına gelen “cadere” sözcüğünden. (1) Melodi ve armonide, bir dinlenme noktasına varış. (2) Yorumda, düşüş noktasına, parçanın ana tonalitesine varırken çalınan ya da söylenen süslü, gösterişli geçit; genellikle konçertolarda rastlanır.

CAMERA : “Oda” anlamına gelir. “sonata da camera”, ya da “Concerto da camera”, dindışı niteliği olan çalgı müziklerini anlatmak için kullanılan terimlerdir. “sonata da camera”, türlü dansların art arda dizilmesi bakımından süite benzer.
CANTABİLE: Şarkı söyler gibi.
CANTO: Şarkı.
CANZONE : (1) Halk şarkısı. (2) Çok sesli şarkı. (3) Yazı bakımından madrigali andıran; iki ya da üç sesli çalgı müziği parçası. Canzonetta: Kısa “ Canzone”.
CAPELLA: Bir müzik parçasını seslendiren türlü çalgılardan kurulu topluluk.
CAPRİCCİO: Başlangıçta fuga yazısına dayanan bir türlü çalgı müziğini tanıtması bakımından “ricercar” ve “Fantasia” ile aynı anlama gelirdi. Bugün beklenmedik etkiler taşıyan “kaprisli” besteler için kullanılmaktadır.
CAVATİNA: Daha arık, daha gösterişsiz bir arya türü.

CELESTA: Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı. Alanı orta”da” dan yukarı dört oktavdır.
CHACONNE : İspanyol kaynaklı olduğu sanılan bir dans. Aslında 4/4 ölçüdedir. Sanat müziğinde kullanılışı, pes alanda tekrarlanan ¾ ölçüdeki motif üzerine çeşitlemelere dayanır. Passacaglia’ya benzer.
CODA : “kuyruk” anlamındadır. Bir bestenin sonuna konan bitiş bölümü.
COURANTE: 16. yy.da ortaya çıkmış, hızlı tempoda, üçlü zaman ölçüsünde Fransız dansı.
CREDO : Dua.
CRESCENDO: Sesi gitgide yükselterek.

Ç

ÇALGILAMA: Çalgıların tını nitelikleri, ses sınırları, birbirleriyle birleştiklerinde, ne türlü sonuçların ortaya çıkabileceği konusundaki bilgilerin tümü.
ÇEŞİTLEME: Bir temanın, bir konunun, bir düşünün değişikliklerle tekrarlanması. Değişim, ritim, armoni ve melodide, çoğu kere konunun her bir tekrarında bunlardan yalnız birinde yapılır.

D

DECRESCENDO: Gitgide hafifleyerek ve ses yoğunluğunu düşürerek.
DİAPASON: Yunancada sekizinci aralık anlamına gelir. Fransızcada, ses uyulmamasında kullanılan ve “LA” sesini veren aracın adı.

DİVERTİMENTO : (1) Operada danslar bölümü. (2) Çalgı müziğinde, danslar dizisi. 18. yy.da süit’den çıkma bir biçim.
DİYEZ: Bir notayı yarım aralık tizleştiren işaret.
DOLCE: Tatlı ve yumuşak.
DOLENDO: Üzüntülü.
DÖNEMSEL BİÇİM: Sonat biçiminde yazılmış yapıtlarda, ilk bölümde sunulan konuların, sonraki bölümlerde de kullanılması. Örnek: César Frank’ın “re minör” senfonisi.
DRAMMA DER MUSİCA: Müzikli oyun. Opera.
DUET, DUO: İki ses için müzik.
DÜZENLEME: Bir ortam için yazılmış bir yapıtı bir başka ortama aktarmak. Örnek: Schubert’in şarkılarını Liszt’in piyano için düzenlemesi… Bach’ın org yapıtlarını, Stoskovski’nin orkestra için düzenlemesi.

E

ENSEMBLE: Beraberlik, topluluk.
EŞLİK: İnsan sesi ya da tek çalgı için yazılmış yapıtlarda, başlıca ses ya da seslere yardımcı durumda olan çalgı bölümü.
ETUDE : Çalışma ya da terim parçası. Bu amaçla yazılmış pek çok parça, anlatımla ilgili bağımsızlıkları yönünden, başlı başına birer sanat yapıtı değeri taşımaktadır. Örnek: Chopin veya Debussy’nin piyano “étude”leri.

F

FALSETTO: Erkek seslerinin normal alan dışında tiz, kadın sesine benzer sesler çıkarmak amacıyla başvurdukları yöntem.
FANDANGO : Üç zamanlı, canlı, gitar ve kastanyet eşliğiyle oynanan İspanyol dansı.
FANFAR: Maden çalgıların çaldığı, genellikle şenliklerde ve törenlerde ilgi çekmek için kullanılan müzik.
FANTAİSİE : Bağımsız biçimli parça. Başlangıçtaki anlamına göre, bölüm benzetmelerinin “imitation” ların önce metot kurallarına uygun olarak, sonraları kontrapunta yazısında daha büyük özgürlükle yapıldığı parçalar. 18. yy’a kadar yazılmış “fantasie”ler, Bach’da en kesin ilkelerini bulan fuga yazısını hazırlanmıştır.
FRANDOLE : Fransız halk dansı. Jig’e benzer.
FİNALE : Konçerto, senfoni, opera gibi uzun, ya da çok bölümlü bir bestenin son bölümü.
FOLİA: Eski Portekiz dansı.
FORLANA: Jig’e benzer İtalyan dansı.
FORTE : Güçlü.
FUGA : Kontrapunta yazısı biçimlerinden biri. Tema (ya da, başka bir deyişle konu) bir seste sunulur ve sonra öbür seste birbiri ardından benzetiş yoluyla konuyu izler. “Fuga” sözcüğü Latincede “kaçmak” anlamına gelir. Nitekim Fuga’da seslerin birbiri ardına sıralanması kovalamayı andırmaktadır.
FENEBRE : Yaslı. Marcia funebre: Cenaze Marşı.
FUOCO, CON : Ateşli.
FURİANT: Çabuk tempoda bir Bohemya dansı.
FURİOSO : Öfkeli.

G

GAVOTTE : Fransa’da 18.yy.dan sonra yaygınlaşan oynak bir dans türü.

GİOCOSO : Sevinçli, şen.

GİUSTO: Tam. Doğru. Allegro guisto: Aşırılığa kaçmayan, kesin vuruşlu hızlı tempo.
GLİSSANDO: Kaydırma, piyanoda parmağı tuşların üstünden hızla geçirme. Yaylı çalgılarda telin üstünde kaydırma.
GLOCKENSPİEL: Büyüklerine göre, tınıları belirli çelik parçacıklara tokmakla vurularak çalınan, ses boyutları beş oktava dek ulaşan çalgı.
GRANDİOSO: Büyük, ihtişamlı.
GRAVE: Çok yavaş tempo.
GRAZİOSO: Sevimli ya da ince duygulu.

H

HABANERA: İspanya’da yaygın Küba kaynaklı dans. Küba’ya Afrika’dan gelmiştir. İki vuruşludur. Ritim özelliği, birinci vuruşun noktalı oluşudur.
HARMONİCA: Ağız mızıkası. Ağız orgu. Sesi, üflenince titreyen maden kamışlarla çıkar.
HARMONİUM: Kamışlı org. 1810 yılında Fransız Grélé bulmuş. 1842 yılında Fransız Deboin geliştirmiştir. Piyanoya benzer. Kullanışlı ve sesi orgu andırır.
I

IMPROMTU: Doğaçtan yorum anlamına gelmekle birlikte 19. yy’da gelişmiş şarkı (Lied) biçiminde yazılmış parçalar için kullanılmıştır.
IMPROVISATION: Doğaçtan yorum ya da söyleyiş. Müziği hazırlıksız olarak içe doğduğu gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.
INTERLUDE :Bir yapıtın ana bölümleri arasında yorumlanan parça.
INTERMEZZO : (1) Başlangıçtaki anlamına göre, bir oyunun perdeleri arasında dekor değişmesine ve oyuncuların hazırlanmasına fırsat vermek için sunulan müzikli kısa oyun. İntermezzo’lar sonraları opera perdeleri arasında da oynanmıştır. (2) Operalarda ara müziği.

J

JİG: İngiliz kaynaklı, hızlı dans.

JOTA: Bir çift dansçının oynadığı, hızlı tempoda kastanyet eşlikli İspanyol dansı.

K

KAMMERMUSİK: Oda müziği.
KANON:Çok ses yazısı türlerinden. Ses girişleri, dizinin türlü katlarında tekrarlama yoluyla birbirini izler.
KANTAT : Başlangıçtaki anlamına göre söylemek, “teganni” edilmek için yazılmış parça. Bugünkü anlamına göre, operada olduğu gibi, metni bir olayı bir konuyu anlatan, fakat sahnede oynamak için hazırlanmamış, bir ya da birkaç solo şarkıcı ve orkestra (ve bazı kere de koro) için yazılmış yapıt.

KAPPELMEİSTER: (Alm.) orkestra şefi.

KASSATİON: 18. yy’da süitin türlerinden.
KASTANYET: İspanya ve Güney İtalya’da halk müziğinden yayılan kestaneye benzeyen, birbirine bağlı iki tahta parçası. Bolero, fondago ve tarello gibi halk danslarında süsleyici bir ritim unsuru olarak çalınır.
KOLORATURA: Çalgılarda ver insan sesinde süslü geçitler. Terim genellikle, bu türlü geçitleri ustalıkla söyleyebilen lirik sopranolar için kullanılır.
KONÇERTO: Genellikle tek, bazen de birden çok çalgı için, orkestra eşliğiyle yazılmış beste. Concerto Grosso: Küçük bir çalgı grubunun (concertino), orkestranın geri kalan çalgılarıyla (ripieno) karşıt durumda olduğu yapıt.
KONSERVATUVAR: Müzik öğrenimi için kurulmuş büyük okullar. İlk konservatuar Napoli’deki San Maria di Loreto’dur.
KONTRALTO: En pes kadın sesi.
KONTRAPUNTA: Birden çok sesi birleştirme kurallarının tümü. Armoniyle yakından ilgilidir.
KONZERTMEİSTER: Senfoni ya da opera orkestrasında başkemancı. Yalnız kemanlardan ve öbür yaylı çalgılardan değil, yöneticiden sonra bütün orkestranın çalışma beraberliğinden sorumlu kişi.
KUARTET: Dört çalgı ya da dört ses için müzik. Dört çalgılık, ya da dört seslik topluluk. En yaygın dörtlü çalgılaması, iki keman viyola ve viyolonselden kurulan topluluktur ve bu ortam için sayısız yapıtlar verilmiştir.
KUİNTET, KENTET: Beş çalgı, ya da beş ses için müzik. Beş çalgılık ya da beş seslik topluluk.

L

LAENDLER: Kaynağı Avusturya olan ¾ ölçülü dans. Valsin doğumuna yol açmış viyana klasikleri bu dansı bazı yapıtlarında kullanmışlardır.
LARGAMENTE, LARGO: Geniş anlamında. Çok yavaş tempo.
LARGHETTO : “Largo”dan az daha hızlı.
LEGGİERO :Hafif.
LEİTMOTİV: Kişilerin ya da olayların tanıtılması için kullanılan, melodik, ritmik ya da armonik kimliği olan cümle bölümleri. Genellikle operada kullanılır. Wagner’in operalarında “Leitmotiv”lerin özel bir önemi vardır.
LENTO: Yavaş.
LİBRETTO : “Küçük kitap” anlamına gelir. Opera metni, opera oyunu.
LOURE: 18. yy. süitlerinde rastlanan bir tür halk dansı.

M

MAESTOSO: Görkemli.
MALAGUENA: Malaga kaynaklı, Endülüs’te yayılmış İspanyol halk dansı.
MEİSTERSİNGER : 14. 15. ve 16. yy’larda Almanya’da birlikler ve loncalar kurmuş ozan ve şarkıcılara verilen ad.
MELODİ: Ritim öğesinden yararlanarak, bir biçim için art arda çizilmiş notalar.
MELODRAM: Müzikle birlikte, melodisiz olarak, düz okuma durumda söylenen dram. Müzik eşliğiyle bir anlatıcı için hazırlanmış yapıtların türüne verilen ad.
MENUETTO :17. yy’da ortaya çıkmış. Fransa kaynaklı, üç zamanlı saray dansı. Adı “küçük” anlamına gelen menu sözcüğünden türemiştir. Ufak adımlarla oynanması bu adı gerektirmiştir. Müziği önce süitlerde yer almış, sonra sonat biçiminin bölümlerinden biri olmuş, yerini scherzo’ya bırakıncaya kadar kullanılmıştır.
METRONOM: Müzikte zaman ölçen, bir parçanın tempo hızını belirten araç. Prensibini 1596’da Paris’te Etienne Loulie bulmuş, 1816’da Johann Nepomuk Maelzel ilk metronom fabrikasını kurmuştur.
MİSSA (Fran.): Katolik kilisesi tören müziği. Başlıca bölümleri “Kyrie”, “Gloria”, “Sanctus” ve “Benedictus”, “Agnus Dei”. Her bir parçanın iç biçimini sözler düzenler. “Missa” büyük biçim olarak süiti andırır.
MODULATİON: Bir tonaliteden öbürüne geçme. Modülasyon.
MONODRAM: Tek şarkıcı için opera.
MOTİF: Bir yapıtın kuruluşunun ana öğelerinden biri olarak kullanılan ve bir müzik fikrinin kaynağı olan parça.

N

NOCTURNE, NOTTURNO : “Gece Müziği” anlamında kullanılır. İlk terim olarak durgun, düşünceli ve duygulu piyano parçalarını anlatmak için John Field tarafından kullanılmıştır. Bu türde en olumlu, en ünlü parçaları Chopin yazmıştır.
NONET: Dokuz çalgı için yapıt. Dokuz çalgıdan kurulmuş topluluk.
NOTA: Müzik yazısı. Sesleri gösteren işaretler.

O

OKTAV: Sekiz sesli aralık.
OKTET :Sekiz çalgılı topluluk. Sekiz çalgı ya da sekiz üyeli topluluk için yazılmış yapıt.
ONİKİ NOTA(TON) MÜZİĞİ: Yarım ses aralıklı kromatik dizideki on iki notanın besteci tarafından bağımsızca seçilip sıralanışı ile ortaya çıkan diziye dayanan müzik.On  iki nota dizisi prensibini bir tonal düzen yerine, yeni bir düzen kurma amacıyla Avusturyalı besteci Arnold Schoenberg hazırlamıştır.

OPUS : “Yapıt” anlamında kullanılır. Bazı besteciler yapıtlarının bestelenmiş ya da yayınlanmış sırasını belirtmek için Op. Kısaltmasını ve yapıtın sıra numarasını kullanırlar.

P

PARTİSYON :Çalgı ya da ses bölümlerinin birlikte okunmasını sağlamak amacıyla birbiri üstüne sıralanış notası.
PARTİTA :17. yy’da art arda çalınan dans parçaları dizisi. Bach, terimi iki anlamda kullanmıştır. (1) süit karşılığı, (2) org “chorale”leri üzerine çeşitlemeler.
PASSACAGLİA :İspanyolca “sokak şarkısı” anlamına gelen “passagallo” sözcüğünden 17. ve 18. yy. süitlerinde rastlanan, orta yavaşlıkta, üç zamanlı, tekrarlanan figüre (ostinato’ya) dayanan dans biçimi.
PASSION: İsa’nın haçlanması ile ilintili kutsal metin üzerine koro, solo şarkılar ve çalgı eşliği için bestelenen bir tür oratoryo. Ortaçağ’da “mystére” ve “devozione”lerden türemiştir.
PASTORAL: (1) Konusu genellikle efsanelere dayanan müzikli oyun. Operanın öncüsüdür. Renaissance İtalya’sında ortaya çıkmış, sonra özellikle Fransa’da gelişmiştir. (2) “Çobansı” nitelikte çalgı müziği ya da şarkı. “Musette” ve “Siciliana” pastoral biçimlerdir.
PİANO, PİANİSSİMO:Hafif, yumuşak çok hafif, çok yumuşak.
PİCCOLO : Küçük flüt. Ses alanı normal flüte kıyasla bir oktav yukarıdan başlar.

PİU: Çok.
PİZZİCATO :Yaylı çalgılarda bir geçidin yayla değil, tellerin parmakla veya tırnakla çekilerek çalınacağını belirten terim.

POLACCA : İtalyan tarzında yazılmış olmakla beraber dansın ritmik özelliklerine bağlı bir tür “polonaise”.

POLİTONALİTE :Birden çok ve birbirinden ayrı tonalitelerin bir arada kullanılması.

POLKA: Bohemya kaynaklı, hızlı tempolu dans.

POLONAİSE: Polonya halk dansı. Orta yavaşlıktadır.

PRESTO :Çabuk.

PRESTİSSİMO :Çok çabuk.

PRIMADONNA : “Birinci Kadın” anlamına gelir. Operalarda baş kadın şarkıcı.

Q

QUATRE NOTES CONTRE UNE: Bire karşı dört nota kullanarak yapılan iki partili kontrpuan.

QUİETO: Sakin anlamında kullanılır.

QUİNTON: 18. yy.’a ait eski bir Fransız kemanı.

QUODİLBET: (istendiği gibi, dermece) 16. ve 17. yy.larda polifonik vokal bir eserin farklı eserlerindeki birkaç popüler melodi ve metnin komik bileşimi bu kelimeyle adlandırılırdı. Bach’ın Goldberg Variationların sonuncusu bir quodilbet idi.

R

RALLENTANDO :Yavaşlayarak.

RAPSODİ: Belirli bir kalıp ve biçime bağlı olmayan genellikle halk temalarına dayanan çalgı müziği.

RECİTATİVO :Bir operanın oratoryonun ya da kantatın “teganni” edilmeyip, söylenen, bir türlü konuşmayla sunulan bölümleri.

RESİTAL: Bir konserde tek şarkıcı ya da çalgıcının eşliksiz olarak bir veya birkaç yapıtı sunması.

RİSOLUTO: Güçlü, kararlı.

RİTM: Zaman içinde varolan müziğin yine zaman içinde belirtilmesi. Ritim müziğin üç ana öğesinden biridir. Öbür ikisi melodi ve armoni. Melodisiz ve armonisiz müzik olabilir ama ritimsiz bir müzik düşünülemez.

ROMANCE: Besteciyi kesin bir kalıp biçimine uymak zorunda bırakmayan, genellikle duygusal parçalara verilen ad.

RUBATO: İcrada geçici olarak kesin bir tempodan ayrılman ve nota sürelerini bir cümlenin anlamını açıklamak, yaymak amacıyla değiştirmek.

S

SALTARELLO: Hızlı tempoda eski İspanyol- İtalyan dansı. Lavta süitlerinde pavan’dan sonra yer alır.

SCHERZO: “Şaka” anlamına gelir. Sonat biçiminde Beethoven’den bu yana “menuetto”nun yerini almış olan bölüm. Tekrarlanan kesin çizgili bir ritmik figüre dayanır. Menuetto’da olduğu gibi karşıt nitelikte bir yavaş bölümü (üçlü bölümü) vardır.

SERENAD: Akşam müziği. Akşam yahut gece vakti, açık havada genellikle bir kadının penceresi altında söylenir, çalınır türde parçalar.

SONAT: Başlangıçtaki anlamıyla “çalınmak, tınlatılmak” için parça anlamında… Üç ya da dört bölümden kurulmuş yapıtın bütünü.

SONATİN: Küçük ve kısa sonat.

SOPRANO: En tiz kadın veya çocuk sesi.

SUBRET: Operalarda ve operetlerde genellikle hizmetçi kız rolüne çıkan hafif sopranolar sınıfına verilen ad.

STACCATO: Notalarda belirtilen sesleri birbirine bağlamadan teker teker ayrı ayrı yorumlama.

STRETTO: (1) Fuga yazısında, ana konu ile karşılığın üst üste geldiği ve seslerin birbirini daha yakından izlediği bölüm. (2) Parçanın sonunda tempo hızlanması (genellikle İtalyan operasında).

SÜİT: 16. yy.da bir yandan halk arasında, öte yandan saraylarda gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlayan dans parçaları demeti. Sanat müziği sınırları içinde yer edinmiş, 17. ve 18. yy.lar boyunca başlıca çalgı müziği ortamı ve sonat biçiminin öncüsü olmuştur.Allemande, Courante, Gavotte, Rigaudon, Loure, Passepied, Chaconne süitlerde rastlanan başlıca danslardır.

SÜRDİN: Bir yaylı çalgıyı, ya da maden nefes çalgısını sağırlaştırıcı parça veya tıkaç.

T

TANGO: Ritmi Habanera’ya benzeyen (noktalı ritim) fakat daha çabuk tempoda dans. İspanyol-Amerikan kaynaklıdır. Meksika’dan çıktığı sanılır. Arjantin’de çok yaygındır.

TARANTELLA: Çok hızlı ve canlı tempoda Napoli dansı.

TEMA: Bir bestede başlıca müzikal fikir ya da konu. İlk çok ses yazısında, üzerine kontrapuntanın kurulduğu “cantus firmus”.

TEMPO: Müzikte sesin süresi üzerine kurulmuş, ses hareketlerinin süre ve hızlarını ölçmeye yarayan sistemlerin temeli.

TENOR: En tiz erkek sesi.

TOCCATO: Sözcük anlamı “dokunmak için” parça. Klavye müziğinde (org, klavsen) verilen ilk adlarından biri. Kuzeyli orgcular ve Bach fuga yazısında “toccata”larda geniş yer vermişlerdir.

TONALİTE: Bir bestede ya da bir beste bölümünde bütün nota ve akorların, bir “çıkış noktası” durumundaki notayla ilgilerini düzenleyen sistemlerin bütünü. Tonalite, kendi başına, müzik yaratıcılığında bir amaç değil, fakat araçlardan yalnız biridir.

TRANQUİLLO: Sakin, rahat.

TREMOLO: Bir nota ya da bir akorun çok hızlı olarak tekrarı.

TRİL: Bir notanın bir üstteki notayla çok hızlı olarak sıralanması.

TRİO: Üç ses ya da çalgı için yazılmış beste. Böyle bir besteyi çalan topluluk.

TROUBADOUR: 11. ve 14. yy.lar arasında Fransa’nın güneyindeki gezginci ozanlara verilen ad. Kuzeydekilere “trouvére” denir.

TUTTİ: Bütün, tüm, hep birlikte anlamlarına gelir. Konçertolarda ve koro seslerinde solo sesin yanında bulunan çalgı ve seslerin bütününe verilen ad.

U

UVERTÜR: Müzikli sahne yapıtlarının, süit ve senfonilerin başındaki açılış, giriş müziği. İtalya’da Alessandro Scarlatti, Fransa’da da Jean-Baptiste Lully uvertürü üç bölümlü olarak kesinleştirmişler, böylece klasik senfoni biçiminin temelini atmışlardır.

UMORİSTİCO: Şakacı, esprili.

UNA CORDA: Tek tel. Piyanoda özel bir pedala basılarak çekiçlerin üç yerine bir tele vurmasını sağlayarak özel bir ses rengi elde edilmesi. Normale dönüş “tre corde” komutuyla belirtilir.

UNCA: Çengel. Notaların değerini gösteren çengel.

UNGHERESE, HONGROİSE: Macar tarzında.

UNİSONO, UNİSSON: Tek sesli, aynı seste.

UNİTONAL: Tek tonlu.

UNNO, NATİONALE: Ulusal.

UOMO: Erkek adam. Başroldeki erkek şarkıcı.

ÜÇGEN :Titreşimi sağlamak amacıyla üçgen biçiminde bükülmüş maden çubuktan yapılma, belirli bir nota yüksekliği vermeyen vurma çalgısı.

V

VİBRAFON: Maden çubukların üstüne tokmakla vurularak çalınan, her bir çubuğun altında bulunan borunun içindeki havanın, elektronik araçla titreştirilmesiyle elde edilen tınıya sahip çalgı.

VİBRATO: Titreme, insan sesinde olsun, türlü çalgılarda olsun, bir notanın yüksekliğini aşağı ve yukarı doğru sık ya da geniş aralıklı sallandırılmayla elde edilir.

VİRGİNAL: Diz üstüne yerleştirilip çalınan küçük klavsen.

VİRTUOZ: Yorumunda teknik ustalığın üstün katına erişmiş kişiler için kullanılan terim.

VİVACE: Canlı.

VOCE: Ses. (Mezza Voce: Yarım ses), (Sotto Voce: hafif ses)

VORSPİEL: Müzikli oyunlarda yapıtın başlamasından önce çalınan orkestra parçası.

X

XYLOPHONE: Ksilofon. Farklı uzunlukta tahta plaketlerden oluşan vurmalı çalgı.

Y

YORUM: Bir müzik yapıtını icra eden şarkıcı, enstrümanist ya da yöneticinin, o yapıtı bestecinin düşünce ve duygularına uygun olarak sunma amacıyla uyguladığı duygusal davranışın ve bilimsel inceleme sonuçlarının tümü.

Z
ZARZUELA: Bir tür İspanyol opereti.

ZELO, ZELOSO: Acele ,aceleyle.

ZİGANKA, ZİGEUNER, ZİNGARA, ALLA ZİNGARA: Çingene, Çingene müziği, Çingene tarzında, Çigan.

ZOPPA: Aksak.

ZWİSCHENSPİEL :Müzikli oyunlarda perde arasında çalınan orkestra parçası.

Kaynak: https://kemansitesi.wordpress.com/2012/01/05/muzik-terimleri-sozlugu/

Translate »